Hem sübutu (Kuranı Kerim ayeti veya mütevatir sünnet) hem de manaya delaleti kat-i (yoruma veya farklı anlaşılmaya uygun olmayan, kesin) olan bir delille Allah’ın veya Rasulünün mükelleften yapmamasını istediği şeylerdir.
Haram Olduklarında İttifak Edilenler
- Kan
- Domuz
- Etil alkol, şarap
- Ölmüş (meyte) hayvan
- Et yiyen hayvanlar
- Böcekler ve sürüngenler
- İslami usüllere göre kesilmemiş etleri helal olan hayvanlar
Haram İle İlgili Ayetler
- O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.(2/173)
- Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir. (5/3)
- Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. (5/90)
- Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Huzurunda toplanacağınız Allah’tan korkun. (5/96)
- Size ne oluyor da Allah’ın adı anılarak kesilenlerden yemiyorsunuz? Halbuki O size, mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri genişce açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilmeden keyiflerine uyarak insanları doğru yoldan saptırıyorlar. Muhakkak ki, Rabbin, sınırı aşanları çok iyi bilir. (6/119)
- Üzerlerine Allah’ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah’a ortak koşanlardan olursunuz. (6/121)
- De ki: “Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahut domuz eti ki bu gerçekten pistir yahut Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)” Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir. (6/145)
- Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.(7/157)
- O size ancak ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilenleri haram kıldı. Her kim bu haram şeyleri yemeye mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan ve aşırı gitmeden yiyebilir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (16/115)
Haram İle İlgili Hadisler
- Abdurrahman İbnu Va’le r.a.’in anlattığına göre, İbnu Abbas r.a.’dan üzüm şırası hakkında sorunca ondan şu cevabı almıştır: “Adamın biri Resülullah s.a.v.’e bir şarap dağarcığı hediye etmişti, kendisine “Allah’ın bunu haram kıldığını bilmiyor musun?” dedi. Adam: “Hayır bilmiyorum” cevabını verdi ve yanında bulunan birisine bir şeyler fısıldadı. Resülullah s.a.v. adama “Ona ne fısıldadın?” diye sorunca adam: “Onu satmasını emrettim” dedi. Resülullah s.a.v.: “İçilmesi haram olanın satılması da haramdır” buyurdu ve iki şarap dağarcığının ağızlarını açarak içlerini boşalttı.” Müslim, Musâkat 68, (1579); Muvatta, Eşribe 12, (2, 846), Nesâî, Büyû 90, (7, 307-308) – Kütüb-i Sitte Cilt 3, Hadis Şerif 216 s27)
- Ebu Talha r.a. anlattığına göre, Resûlullah s.a.v.’den “İçkiye vâris olan yetimler” hakkında sormuştur. Resülullah s.a.v.: “Dök onu!” emretmiştir. Ebu Talha: “Sirke yapsam olmaz mı?” deyince de “Hayır!” diye cevap vermiştir.” Ebu Dâvud, Eşribe 3 (3675); Tirmizî, Büyû 58, (1293) – Kütüb-i Sitte Cilt 3, Hadis Şerif 219 s29)
- İbnu Abbas r.a. anlatıyor: “Hz. Peygamber s.a.v.’i Kâbe’nin yanında otururken gördüm. Bir ara başını semaya kaldırarak güldü ve şunu söyledi: “-Allah Yahudilere Lânet etsin, Allah Yahudilere lânet etsin, Allah Yahudilere lânet etsin! Allah onlara (ölmüş hayvanların) iç yağını yasaklamıştı tutup bunu sattılar ve parasını yediler. Hâlbuki Allah bir millete bir şeyin yenmesini haram etti mi, onun parasını da haram etti demektir.” Ebu Dâvud, Büyû 66 (3488) – Kütüb-i Sitte Cilt 3, Hadis Şerif 217 s28)
- İmam Mâlik’e Yahya İbnu Said’den ulaştığına göre “Hz. İsa yolda bir domuza rastlar. Ona: “Selametle yoldan çekil!” der. Yanında bulunanlar: “Bunu şu domuz için mi söylüyorsun?” diye sorarlar. (O ise domuz kelimesini diliyle telaffuz etmekten çekindiğini ifade eder veJ “Ben, dilimin, çirkin şeyi söylemeye alışmasından korkuyorum!” cevabını verir.” Muvatta, Kelâm 4, (2, 985) – Kütüb-i Sitte Cilt 16, Hadis Şerif 5925 s393)
- Resul-ü Ekrem s.a.v.: Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak: “Ya Rab, ya Rab!” diye yalvarıyor. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesinin duası nasıl makbul olur?” buyurmuştur. (Müslim)
- Resul-ü Ekrem s.a.v. “Her kim ki vücudunun uzviyeti haram lokma ile teşekkül etmiştir. Artık cehennem, o vücuda yaraşan en iyi yerdir.” (Sahih-i Buhari)
- Bir adam, Resulullah (s.a.v) Efendimizden içkiden sordu. Efendimiz(s.a.v.) onu içkiden men etti. Bunun üzerine o adam dedi ki: “Ben onu sadece ilaç olarak kullanıyorum.” Resulullah (s.av) efendimiz şu cevabı verdi: “O bir devâ değil, hastalığın ta kendisidir.” (Sahih-i Müslim- Müsned-i Ahmed)
- “Her sarhoşluk veren hamr içkidir, ve her içki (hamr) haramdır.” (Ebu Davud- Sahih-i Müslim)
- “Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır.” (Ebu Davud – Tirmizi)
- “Şüphesiz ki Allah hem hastalık, hem de onu tedavi eden ilacı indirmiştir; her hastalık için bir devâ yaratmıştır. O halde kendinizi tedavi edin, haram ile tedavi olmayın!” (Ebu Davud)
- “Şüphesiz ki Allah sizin şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır.” (Şifayı o gibi maddelere yerleştirmemiştir.) (Buhari – İbn Mes’ud (r.a) )
- “Allah içkiye de, içene de, sunana da, satana da, satın alana da, sıkana ve sıktırana da, taşıyana da, kendisine götürülene de ve parasını yiyene de lanet etsin. (Ebu Davud)
- “Allah (c.c)’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın.” (Taberânî)
- Hazret-i Peygamber Hazret-i Ali’ye hitaben şöyle buyurmuştur:“Ya Ali! Kâfir bile olsa komşuna ikrâm et, kâfir de olsa misafirine ikrâm et, anne babana kâfir de olsa ikrâm et, dilencileri kafir de olsalar reddetme. Şüpheli şeyleri yiyenin dini örtülü, kalbi kara olur. Haram yiyenin kalbi ölür. Dîni köhne, yakîni zayıf, duası perdelenmiş olur, ibadeti azalır.”
- Haramlardan sakının. Zira midesine haram lokma giren kişinin kırk gün duası kabul olunmaz.
- “Yatağımı hazırlarken yere düşmüş bir hurma buldum. Onu ağzıma koydum. Fakat sonra aklıma geldi ki, bizim evde (bazı zamanlarda) sadaka ve zekât hurmaları da bulunuyor. Ya bu hurma, onlardan ise! İşte sabaha kadar bunu düşündüm, bunun ızdırabıyla sağa-sola dönüp durdum. Bir türlü gözüme uyku girmedi.” (Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, 2/193; Hâkim, el-Müstedrek, 2/17)
- Yine bir başka gün, sahibine değil de sahibinin hanımına söylenerek; «Nasıl olsa satmaya râzı olur.» düşüncesiyle kesilen bir koyunun eti, Peygamberimiz ve arkadaşlarına ikrâm edilmişti. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yemekteki gönül rızâsı eksikliğini hissederek, lokmayı ağzında çevirdi, çevirdi, yutamadı ve meselenin aslını soruşturup öğrendi. O etten yemedi ve sahibine gayr-i müslim esirlere yedirmesini emretti. (Ebû Dâvûd, Büyû, 3/3332; Ahmed, V, 293)
- “Yediklerinin helâl olmasına dikkat et ki duâların kabul olsun.” tavsiyesinde bulundu. (Taberânî, el-Mu‘cemu’l-evsat, VI, 310)
- Ebû Hureyre’den rivâyete göre, Resûl-i Ekrem -s.a.v. – şöyle buyurmuştur:
“Mide bedenin havuzudur. Bütün damarlar oraya uğrar ve oradan geçer. Mide sağlam ise, damarlar da sağlam ve sıhhatli olarak oradan geçer; mide çürük olursa, damarlar da çürük olarak oradan geçer. Binada temel ne ise dinde de lokma odur. Temel sağlam olunca bina da sağlam olur; temel çürük olursa bina da çürük olduğu gibi, lokma da haram olduğu vakit din de çürük olur ve çöker.”